ADI YOK
5.Bölüm
TİK_TAK
----------
"Seni bir yerlerden tanıdığıma emindim ama aptal gibi görünmemek için söylemesem daha iyi olur diye düşünmüştüm" dedi kız içten gelen bir gülüşle."Gözlerin hiç değişmemiş, sanırım son ana kadar tek değişmeyen şey gözler oluyor insanda". Adam elinde ki şişeden bir yudum daha su aldıktan sonra ona anlayışla dolu bir bakış attı. Kıza göre bu bakış "Evet biliyorum" bakışıy
Ve dolunayın tüm ışığı vurduğunda eşsiz güzelliğiyle Viran Şehre, geçmişin gölgeleri uyanıverir her ay dönümünde yeniden. Sonsuz yitiklik dönemlerinden sonra filizlenen bir ekin misali umut olur uzun yolculukları boyunca yıkımdan başka bir şey görmemiş ürkek gözlere. Kalpleri yumuşatan derinden gelen sümbül kokuları doldurur her yeri, peşinize takılan gölgeler o sınırlardan giremezler, kutsanmışlığı kirletemezler, yasaktır onl
ADI YOK
4.Bölüm
İSTASYON
-----------
Adam yakışıklıydı, her standarda göre. Kadın da güzel. Bir tren istasyonun da karşılaştılar. O, çilelerin hiç bitmediği, gezegenin bir yerinde, çilelerden olabildiğince uzaklardı. Yağmur sağanak halinde yağarken istasyona kurulmuş bir tentenin altında dondurucu saldırılardan korunmaya çalıştılar. İlk başlarda çekingen bakışlar hakimdi istasyona bir de uğultusu rüzgarın.
Kadın tedirgindi ve
Yüz küçük adam vardı önce,
Hepsi bir ağzıdan şarkı söyleyen.
Ninni gibi gelirdi dinleyen kulaklara,
Yorgun zihinlere,
En ürpertici, kasvetli tını bile.
Yüz küçük adam, tamamı tek renk giyinmiş,
Yüz küçük petrol sondasını çalıştırırlardı.
Yüz küçük at başı şaha kalkardı göğe doğru
ve çıkınca siyah altın topraktan,
Şarkılarını hiç kesmeden, kara yağmurun altında,
Dans e
...
Kanepeye uzanıp orada kalmak gibi bir şey aslında istediğim. Yavaşça akıp gitmek buradan. Hiçlik olmak, hiç olmamak. Kaçan uçurtmanın peşinden, koşmamak. Kumdan kaleler yapmamak, sabah erken kalmamak, gece çişe gitmemek. Kasımdan evvel aşık olmamak. Unutmak, unutulmak. Ellerimin titrememesi yaşlılıktan. Dağlara çıkmak, inmemek bir daha. Soğuktan ölmek, ölümü kucaklamak. Durağan olmak, güç olmamak. Sayılı olmak, kaçmamak, yakalanmak. Sorgulanmak, konuşarak
Karanlık çepeçevre kuşatmışken umut kokan tarlaları,
Ben yola çıktım yeniden, yön verebilmek için kaderime.
Bilinmeyene yaptığım o sonsuz yolculukta aldım en ilahi arzuları çantama.
Yolar uzar giderken ardımda,
Ben,
O, ayın aydınlattığı her gece, limanları dolaştım.
Boş mahzenlerde yol aldım
Ve benden daha yalnız birini aradım.
Bulabildiklerim istediğimden çok farklılardı.
Bin yıldız kaydırdım gökyüzünden
Ama gündüz
ADI YOK
5.Bölüm
TİK_TAK
----------
"Seni bir yerlerden tanıdığıma emindim ama aptal gibi görünmemek için söylemesem daha iyi olur diye düşünmüştüm" dedi kız içten gelen bir gülüşle."Gözlerin hiç değişmemiş, sanırım son ana kadar tek değişmeyen şey gözler oluyor insanda". Adam elinde ki şişeden bir yudum daha su aldıktan sonra ona anlayışla dolu bir bakış attı. Kıza göre bu bakış "Evet biliyorum" bakışıy
Ve dolunayın tüm ışığı vurduğunda eşsiz güzelliğiyle Viran Şehre, geçmişin gölgeleri uyanıverir her ay dönümünde yeniden. Sonsuz yitiklik dönemlerinden sonra filizlenen bir ekin misali umut olur uzun yolculukları boyunca yıkımdan başka bir şey görmemiş ürkek gözlere. Kalpleri yumuşatan derinden gelen sümbül kokuları doldurur her yeri, peşinize takılan gölgeler o sınırlardan giremezler, kutsanmışlığı kirletemezler, yasaktır onl
ADI YOK
4.Bölüm
İSTASYON
-----------
Adam yakışıklıydı, her standarda göre. Kadın da güzel. Bir tren istasyonun da karşılaştılar. O, çilelerin hiç bitmediği, gezegenin bir yerinde, çilelerden olabildiğince uzaklardı. Yağmur sağanak halinde yağarken istasyona kurulmuş bir tentenin altında dondurucu saldırılardan korunmaya çalıştılar. İlk başlarda çekingen bakışlar hakimdi istasyona bir de uğultusu rüzgarın.
Kadın tedirgindi ve
Yüz küçük adam vardı önce,
Hepsi bir ağzıdan şarkı söyleyen.
Ninni gibi gelirdi dinleyen kulaklara,
Yorgun zihinlere,
En ürpertici, kasvetli tını bile.
Yüz küçük adam, tamamı tek renk giyinmiş,
Yüz küçük petrol sondasını çalıştırırlardı.
Yüz küçük at başı şaha kalkardı göğe doğru
ve çıkınca siyah altın topraktan,
Şarkılarını hiç kesmeden, kara yağmurun altında,
Dans e
...
Kanepeye uzanıp orada kalmak gibi bir şey aslında istediğim. Yavaşça akıp gitmek buradan. Hiçlik olmak, hiç olmamak. Kaçan uçurtmanın peşinden, koşmamak. Kumdan kaleler yapmamak, sabah erken kalmamak, gece çişe gitmemek. Kasımdan evvel aşık olmamak. Unutmak, unutulmak. Ellerimin titrememesi yaşlılıktan. Dağlara çıkmak, inmemek bir daha. Soğuktan ölmek, ölümü kucaklamak. Durağan olmak, güç olmamak. Sayılı olmak, kaçmamak, yakalanmak. Sorgulanmak, konuşarak
Karanlık çepeçevre kuşatmışken umut kokan tarlaları,
Ben yola çıktım yeniden, yön verebilmek için kaderime.
Bilinmeyene yaptığım o sonsuz yolculukta aldım en ilahi arzuları çantama.
Yolar uzar giderken ardımda,
Ben,
O, ayın aydınlattığı her gece, limanları dolaştım.
Boş mahzenlerde yol aldım
Ve benden daha yalnız birini aradım.
Bulabildiklerim istediğimden çok farklılardı.
Bin yıldız kaydırdım gökyüzünden
Ama gündüz