literature

Makine

Deviation Actions

ygy's avatar
By
Published:
388 Views

Literature Text

"Hep mi kaybeden olacaksın?" diye sordu yanımda duran mızmız şeytan ve ardından ekledi "Hadi gel güzel bir şeyler yapalım, belki biraz huzur bulur şu sefil bedeninde hapsolmuş yüce ruhun."

Kaçıp kurtulma duygusu yok mu şu kahreden düzeni yaşamaktan, o bendi sarıp sarmalamanın eşiğindeydi her an. Belki biraz çekirdek çitlerdim ve artık düşünmezdim olmuş ve olacağı. Sadece o an olurdu bütün kainatta var olan ve yalnızca ben varlığın tek temsilcisi.

Ve şeytanım devam etti konuşmasına hiç ara vermeden.

"Gel dedi esirlikte güzellik var. Orada bulmadı mı zannetmektesin kaybolmuş her can kendi varoluş esasını. Çarkın dişlisi olmanın onurudur insanı nitelemenin en hoş ve müstesna şekli. Umutlarını öldür geleceğe dair ve düşünme geçmişte ki başarısız hamleleri, at ilk adımını seni bekleyen sade temiz beyazdan daha beyaz kaz tüyü yorganların içine."

Bir anda olduğu yerde tam bir dönüş yaptı ev kollarını iki yana açarak yere, sırt üstü uzandı. Pürüzsüz insan derisi altında, benden gizlemeye çalıştığı, irinlerle kaplı esas bedeni sabırsızca kıpırdanıyordu. Çok açık bir gerçekten bahsedermişçesine rahat bir edayla, göremeyen bir tek bendim belki de, sözlerine devam etti.

"Hayıflanmanın olmadığı bir birliğin kabul edilmiş ferdi ol ve birey olmanın koruyucu duygusunu hisset içinde. Akan nehirlerine izin ver ki bir baraj inşa edelim ve gücün gücümüze katılsın. En yüce ırk olmamız için şu kainatın geri kalan ömrü boyunca sen de çağların buyruğunu yerine getir ve sana kardeşim diyeyim."

Yattığı yerden aniden doğruldu, vücudu hiçbir doğa kanununa uymayan bir fenomendi, ve bana, o derinliklerinde kaos denen ucubenin boylu boyunca uzandığı, katran karası gözleriyle sinsice baktı. Bir kez daha konuşmaya başladığında artık dönüşü olmadığını bildiğim bir yol ayrımına çoktan girdiğimi fark ettim.

"Ama hala görüyorum, biliyorsun ben hep görürüm, her bakışının ve gülüşünün ardında yatan kinayeyi. Sinsiliğin yok mu senin, işte orada bana benziyorsun ve belki de zaten düzenin adamı olma yolundasın kim bilir. Sen atmadıkça içinde ki keder yüklü insancıkları kör kuyulardan aşağıya ben seni hep çağıracağım dünyanın lanetine. Bir kırıntısı bana yeter inan olsun senin biçareliğinin ve dışa vurmadığını sandığın ezikliğinin."

Hiddeti en dipsiz kuyulardan bile karanlıktı.

"Ne sanıyorsun ki kendini benim karşımda hala sırıtıyorsun ve o bakışlar, ne dememi bekliyorsun veya ne yapabilirim daha fazla. Kaç kurtar kendini mi diyeyim, nereye? Boş kahramanlıklar mıdır istediğin yıllar yılı yaptığın gibi? Benden bir şeyler gizliyorsun sen en aciz takipçim ama niye ben en akıl çelici en zeki ve en korkak olan bunu göremiyorum. Sende bir şeyler var ve bunu açık ettiğine pişman olacaksın."

Ellerini yüzüme doğru hırçın bir hamleyle savurdu bir o kadar da yumuşaktı. Anamın okşayışı sanabilirdim, eğer ki tanımasaydım onu. Yüzümde ani bir ıslaklık hissettim ve ardından tenim bütün sıvıyı içine çekti, susuzluktan çatlamış çorak topraklar gibi.

O, insanlık maskesini çoktan parçalamış olan mağara gibi ağızdan dışarı, simsiyah irinler saçarak devam etti. Dişleri yoktu ve görebiliyordum ağzının her yüzeyinden dışarı uzanan sayısız kol ve bacağı, çarpılmış, kıvıl kıvıl.

"Bunu kanımla mühürlüyorum. Bak gör işte artık kanım senin üzerinde. Benim toplumum bu kanın cezp edici kokusunu alacak ve senin lanetin ancak benim huzurumda diz çöktüğün an ortadan kalkacak. O zamana kadar sen en zayıf ve hakir olan sen halkımın düşmanı, soyunun felaketi, hain, benim ayak izlerimden yürüyenlerin nefretini kazanacaksın. İçten içe seni kıskanıp diş bileyecekler ve senin, her gördükleri yerde, bana ithaf edilen o zarif sürüngen gibi, kafanı ezmeye çalışacaklar. O yüzden kaç kurtar kendini eğer yapabilirsen çünkü artık ben senin için savaşan olmayacağım" dedi.

O anda, şu sefil beynimin tam olarak kavrayamadığı bir değişimle cismaniliğini terk edip, tek dişi kırık, paslı, kocaman bir çark halini aldı ve uzaklaşıp gitti, yalpalayarak. İşte bundan sonra başladı zaten uykusuz gece nöbetleri. Üzerime bulaşmış kanın kokusu kutsa beni.
2005
...
© 2010 - 2024 ygy
Comments0
Join the community to add your comment. Already a deviant? Log In